29 Ekim 2020 Perşembe

Tükettik

 uzunca bir yolun sonuna gelmiş
dümdüz uzanan yola ve hiçbir yere varmamış 

Kendime bakıyorum 

şu saatten sonra icraat bir hayal 

be yemin ederim ki 

artık kurulacak bir hayal kalmamış 

içimiz buz gibi 

yarın kapı çalınsa ve gelse her hayali kurulan ayaklanıp 

kapıyı aralık bırakıp yerimize dönmek içten bile değil 

sonunda o anlamsız umudu ve hevesli ruhu yendiğimiz içim mutluyuz

 bir yanımız içi boş bir gayesizlik içinde yuvarlanmakta

Kimse ölmemiş soğukluğundan ruhunun

bizim de farklı olmaz sanırız 

yol uzun da bıkkınlık epey fazla 

kalkıp laf anlatmaya takat yok 

sevgi desen almadan vermekten tükendi zaten 

başımız dik içimiz boş 

boşverin en güzeli 

hayatın ortasında sallanalım 

24 Ekim 2020 Cumartesi

z raporu

delirmemek elde değil 
oyun oynamak içten bile değil 
kim neler görmüş 
dillere pelesenk olan hangi yalanmış 

üstü kapalı iltifatlar

ağzının suyu akan hainler 

istediklerini almak için 

gözlerinin içine bakarak yalan söyleyenler 

hayatı eğlence sananlar 

bir de sanmayanlar 

işveli ve cilveli sesler  

dudak payı bırakmayanlar 

herkes sıraya dizili 

içimdeki bu öfke kimin eseri 

yanıldınız ben ki en ala kibirim 

ismimle müstesna huyumdur  

acizlik bilmem merhamet de dilenmem 

yalnız ışık olsun hayat istedim

vakti geçti ama umutlarımızın 

artık her yer buz 

artık ağızdan çıkan her laf 

bükülmeye mahkum

yüze vurmak istemem ama

siz köle ben kraliçe

yaşamak için illa ki yalan söylemeli köle 

kanun hak ve adalet ağzından çıkan sesse

gözlerinin ferine ve derin rengine 

içinde hiç affı kalmadı biçare

vakit geldiğinde 

en çok da kendini bağışlamayacak kraliçe 

23 Ekim 2020 Cuma

Hıyar

 bildiğim me varsa 
hepsi bir masal kitabından fırlamış gibi 
gökyüzü ortanca mavisi 
her yer gül pembe 

hava hep leylak kokmakta 

ben başaramadım 

başa çıkamadım 

halbuki nasıl kolay mutlu oluyorum 

hemencik nasıl da kolay inanıveriyorum 

süzme yoğurttan hallice yaşıyorum 

kocaman bir kule örmüşüm kendime 

gözlerim ölü bir palamuta benziyor

ölü taklidi yapıyorum 

feriştahı gelse bile kurtulamıyorum 

öyle bir bıkıyorum ki 

kendi kendimi bile kurtaramıyorum 

Üstüne bir de yalanlarınızı dinliyorum 

cacık yapar gibiyim sürekli 

tabağımda hep hıyar kalıyor

22 Ekim 2020 Perşembe

Aklım

 Nasıl oldu hayret ettim
Uzun bir uykudan uyanıp 
Sabah olmadığını fark etmek gibiydi
Ağlayıp gözyaşı dökmemek gibi
Aynaya bakıp kendini görmemek gibi
Bir gece sabaha karşı
Öylece gökten iner gibi 
Yıldırım çarpar gibi 
Uykuya dalar gibi 
Vazgeçtim 
Çok uzun zamandır 
Rüyada yaşayan 
Hayalle gerçeği ayıramayan 
O kız çocuğunu sonunda büyüttüm
İçimde yanan bir şey söndü 
Olmaktan korktuğum insana döndüm 
Bir bardak çayı soğuk diye değiştirir gibi 
Isınmamış bir yemeği tencereye geri döker gibi 
Kalbimin hükmüne 
Aklım darbe yaptı
Sabaha karşı ben 
Kendimden vazgeçtim.
Aklımı başıma devşirdim. 
Ne hayal artık belli belirsiz 
Ne de hayat esrarengiz 

Dengeyi buldum eninde 

Hayalle gerçeğin terazisinde




21 Ekim 2020 Çarşamba

Şubat

 Şubat gülü hep kırmızı olur 

Küresel ısınma olmasa 

kar altında kan olur 

yediverenin hikmeti işte budur

hızır yetişir ölene 

sevilmediğinde 

içindeki kırmızı gülü alır 

kan doldurur

boş kalırsın ilk 

sonra damarlarının altında donmaya başlar 

bahar gelmeden 

pembe güller açmadan 

için buz tutar bir daha çözülmemek üzere 

en ala mutluluk olsan 

yine de açılmazsın 

yanan ateşin içinde 

soran olursa 

bir Şubat vakti 

kan kusar 

gül açtım dersin 

19 Ekim 2020 Pazartesi

sonunu yazamadığım şiir

umarım yıkılan yanını sevecek birini bulursun
çünkü gücü herkes sever 
içinde hissettiğin eksikliğin bir manası yok belki
oldukça şımarık bir sızı 
tamamlanmayan yanınla geçirdiğin o uzun vakitler
karanlık yollar, kısık sesler, tek kişilik sohbetler 
yalnız değilken hepimiz kurtarabiliriz dünyayı
hepimiz kafamızın içindeki
dönme dolaba yalnız başımıza binebiliriz
ama mühim olan karanlık bir vakitte 
dönme dolabın en tepesinde 
içindeki gücü kaybetmişken 
kırık yanların ağır basmışken
elini tutan birini bulabilmek

18 Ekim 2020 Pazar

Şairler ve Aşıklar

zalimin eli yakasında
nefesi boğazında
hevesi kursağındadır
dudaklarının arasındaki ıslaklık 
yağmurun habercisidir
saçları toprak kokar
saçları yıktığı hayallerin bataklığıdır
gözleri yolda kalmıştır
seni yolda bırakır da kendi hep yol alır
meyi kendi eli yapar da 
aşkın şarabı diye sana içirir
sakiliği içtendir ama
kabahati büyüktür
bahar getirir gelirken
gidişi son olursa leylak açar
ömrü bir haftalık çiçeğe 
aşk biçmek zalimlik belki ama 
zalimin gelesi de yoktur zaten 
zalim gelirse destan
gelmezse şiir yazılır
her şairin aşığı zalimdir
zalime boyun eğen de şair değildir 



 

15 Ekim 2020 Perşembe

Karga

 gelişi doğrudur zamanı yanlış 

hayatın eline verdiği her derde

yenisini eklemek boynunun borcu

sevgiyi esirgemek huyu değil belki 

ama öğrenilmiş bir gaddarlığa teslim olmuş 

yaratılışın en beterine, insana 

ve insan olmaya garezli

ne bilsin içimizdekini 

herkes kalbiyle görecek değil ya 

bir köpeğe bakıp evlat görür 

sevgiliye bakıp yaradanı

yadırgamak olmaz ama 

üzülmek de haktan 

yanlış değil belki doğruları 

ama yanlış kişiye ıstırabı ve ahı 

omzuna konan serçeyi kovuşu

müstehakı ve sabrının kalmadığından 

merhamet dilenilmez ama 

karganın gözünü oyması 

serçenin ahı ve de intikamından 


12 Ekim 2020 Pazartesi

arif ve kamil

 Arif’in derdi vukuat 
Kamil’in derdi hasenat
Anlamak anlaşılmakta 
fikrin aslı kabahati kabullenmekte 
İnsan susar da söylemez mi 
kelamı söyleyememek dert mi 
aklını okuyamadığın insanı ne edesin 
inanmanın şanı gözünle görmediğini bilmekte 
söylenmeyeni duymakta gizli 
gel gör ki yanlışı yanlış eden 
ruhu bitap düşüren 
inanmak değil inanamamak 
kamil olsa inandırmaz  
arif olsan inanmazsın
ama insansın inanamazsın 


11 Ekim 2020 Pazar

düşman

gecemi gündüze kattım 
ne aydınlık artık ne karanlık 
ne geç ne de erken vakit  
yatağın solundayım, gözlerim ise sağında 
karanlık biraz karmaşık 
seni görebiliyorum ama dokunamıyorum
uykuyla uyanıklık arasında 
rüyayla gerçeği ayırt edemiyorum  
karanlık biraz korkunç 
nefesini dinlemeyi yeğlerim
köpeğin horultusundansa 
zaman gülünç bir şey 
belki de yaşandı bitti bile  her şey 
barışmadan öldük belki ayrı yataklarda 
başkalarının yanlarında 
artık ne uzun ömrümüz 
ne de yolumuz kısa 
nasıl aynı yerde yakalanırız kadere bilmem ama
düşman olmak bile bize bir hediye bundan sonra 

9 Ekim 2020 Cuma

sonu olmayan şiir

 karşıt olmak alnıma yazılmış 

zıtlık üzerime vazife biçilmiş 

kurşun gibi göğsümün üstünde 

yasal bir rozet gibi parlamakta

müslüman kardeşlerin arasında 

kraliçe gibi muhaliflik etmekteyim 

çığlık çığlığa bir kalabalıkta yalnızım

sesim duyulmaz ama konuşmak boynumun borcu 

çoğu vakit içimdeki kırgınlığa da muhattap bulamam 

halbuki arzum yalnız 

saadete dayanmış bir teselli 

kandırılmam epey kolay üstelik 

habersiz büyür içimdeki muhalif

gözlerine bakarım inatla ve belki anlayışla 

ama ruhum duymaz 

pencereler açarım mavi gökyüzüne 

beyaz güvercinler uçurur

hayatı tartarım.

çelişkiler içinde yuvarlanan sözleri,

debelenmiş zihinlerinin kuruntuları.

ölümcül silahları inkar ve imha  

çoğu zaman da sessiz kalmaları 

kendinden bıkana kadar gururunun üstünde debelenirler, elinden gelen 

anlamadığın imalara karşı çıkmak olur 

onlar dünyayı rengarenk görürler 

bilmedikleri şey ise 

tüm renklerin aslında siyah ve beyaz olduğudur 

siyahın zıttı beyazdır 

gerçek ve hayal gibi

kendim ve ben gibi  

sen ve kendim gibi 

7 Ekim 2020 Çarşamba

tuhaf

 hayat ne tuhaf 
hep bizim olmayacak şeyleri istiyoruz 
hem de deli gibi inatla 
haddimize bile değil bazı şeyler halbuki 
istemek özgürlüğü tanınmamış bile 
çok derinden istiyoruz üstelik 
ama tam da bizim istediğimiz gibi olsun 
kafamızın içindeki masala uysun istiyoruz 
düşüncelerimizin içinde hiç kaygı yok 
dolambaçlı değil yolları 
direkt, net ve keskin sınırları 
ihtimaller yok 
tesadüfler yok 
biz varız bir de içini titreten o arzu 
düşüncelerin içinde, mutlu olmak ne ani 
bulmak ve bulunmak ne kolay 
kaybolmak yok 
gitmek yok 
uzaklar yok
arzunun her hali var
olmak istediğin insansın kendi içinde 
her şey sensin 
her şeye muktedir olan 
her şeye kadir 
hayat tuhaf 
yolu çok tuhaf 
her şey düşüncede mümkün 
gerçeğe gelişi yalnızca hayal 
bir varsın bir yoksun ama 
hangisi hayat
hangisi hayal 

2 Ekim 2020 Cuma

sarhoş şiir

 artık yazdıklarımı annem bile okumuyor 

trajedi ve melankoliyle suçlanıyorum 

şiir diye yazdıklarım kendi kendimle 

konuşmaktan ibaret 

seviyorum kelimelerimi ama 

hep bir yanları eksik

tamamlanmak için biraz büyümeleri gerek 

bir de devrim falan yapsam iyi olur 

şiire yeni soluk getirsem 

sanatsal ihtilal yapsam falan 

öyle aşkla meşkle kurtaramayız memleketi 

dünya barışı da lazım 

kendime mürit bulup diktatör olayım 

nobel barış ödülünü üzerime zimmetleyeyim  

yalnız tek rakibim muhtar amcalar 

inanılması çok güç 

üstünde ismi yazan tükenmez kalem dağıtmıştı 

bizim mahalle muhtarı seçim vakti 

Kalem tükendi 

Muhtar seçilemedi 

bu süreçte ben, sanat, siyaset ve nobel barış ödülü 

aşkı bulamadık 

şiir yazdık ama okutucak adam bulamadık 

üstüne bir de muhtar amca ve ben 

hayatın anlamını kaybettik 

yenildik 

girmek ve çıkmamak üzerine düşünüyorum

yaz çıktı bak günler kısalıyor  güneş yüzümüze değil  sırtımıza sinsice gülüyor artık geç kalmak alnımızın yazısı seni tanımak yollarda yaşl...