Rüyamda deniz kızıldı
hava karanlık
bize gelenler vardı
tanıdık tanımadık
bir mezar kazılıydı tepetaklak
üstü çam altı şakayık
sevdiğin bir şarkı çaldı o sırada
ölü kimdi bilmem ama ölsem gam yemezdim ben
hava karanlık
bize gelenler vardı
tanıdık tanımadık
bir mezar kazılıydı tepetaklak
üstü çam altı şakayık
sevdiğin bir şarkı çaldı o sırada
ölü kimdi bilmem ama ölsem gam yemezdim ben
siyah giymiştim yastan
kalın ve karmaşık bir örgüden saçlarım uçuşuyordu
kalın ve karmaşık bir örgüden saçlarım uçuşuyordu
eve gidince saçlarımı tarar mıydın?
ölümü huzurundan tanıdım
hava erik çiçeği gibi kokuyordu
beyaz minik çiçekler ağaçlardan kopup uçuştu
arkamı dönünce seni göremedim
kaç kürek vardı toprakta
kalabalıktı bir hayli
ölü kimdi bilmem ama sevilen biriydi muhakkak ki
içimde kimsesizliğin sıcak nefesiyle
bir kuruntu filizlendi
sevilmek ne mühimdi
sevilmeyince insanın mezarında çiçekler açmıyordu
hava kızıla döndü
deniz karanlığa gömüldü
arkamda olduğundan emindim neredeyse
toprak havanladı ve oturdu yerli yerine
uyansam belki bilirdim
kim ölmüştü
ama uyansam bulur muydum
arkamda gölgeni
o sevdiğin şarkı çalmaya devam etti
uyandığımda ne ölü vardı
ne gölgen
rüyamda çalan şarkıyla
yatağımda baş başaydım
benim evimden senin evine,
sevgiyle,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder