30 Temmuz 2020 Perşembe

Mümkün mertebe sardunya

önüme bir cümle koysalar
yarısını söylerdim 
elime bir gül verseler 
tek yaprağıyla avunurdum 
bir sürahi şarabın 
yalnız bir kadehinde 
efkarı bulur içimi dökerdim 
tek sözünle sana inanır 
bir bakışınla mutlu olurdum 
elin elime değse 
parmaklarına dolanır sana bağlanırdım  
sevgiye dair verilen tüm sözler tutulmuş olsa 
kalu bela’da birlikte ahdetmişiz gibi 
elini tutar hayatı sırtlanırdım 
beni seçseydin eğer 
pembe sardunya olur 
balkonunda açardım 
iki kelam nasihat olur 
kulağına küpe olurdum 
eğer sonu vuslatsa bu aldanışların 
pervane olur yanar 
şem olur erirdim
şefkatine mazhar olabilseydim 
başımı dizine koyar
içime işleyen tüm kötü sözler için gözyaşı dökerdim
şayet birbirimizi bulma lütfunda bulunursak bir gün
her cefayı çekebilir her yükün hamalı olabilirim
kendim olmanın savaşını verebilir
senden gelen ve hatta sana gelen
her derde yoldaş olabilirim
elbette yanılmak da mümkün yaşadım dediğim yerde
verdiğim sözleri tutamamak da mümkün
belki de bulmuşken seni, inanamamak sana dahi mümkün
karşısızlıklar içinde debelenmek de mümkün
hiç karşılaşmadan ve de bilmeden aynı manzaraya bakmak da mümkün
ama umudumun kesilmesi sana ve senin olmaya
mümkün değil  

27 Temmuz 2020 Pazartesi

Süt

gece geç bir saatte davlumbazın ışığının aydınlattığı bir mutfakta 
dört kişilik bir masada tek başımayım
karşımda açık bir pencere var 
sağımda açık bir balkon kapısı 
cereyanın ortasında mavi bir sandalyede oturuyorum 
çamların gölgesi duvarda sallanıyor 
dışarda iki kedi kurlaşıyor
bakır bir cezvede süt kaynıyor 
aklımdan kurabiyeler geçiyor 
bir de sen 
seninle dolu uykumdan süt içmek için uyandım 
sessizliğin içindeyim sanarken hayalinde bulundum
eğer yanımda olsaydın 
benimle karanlık bir mutfakta süt içer miydin 

25 Temmuz 2020 Cumartesi

komünist aşk şiiri

bu genç yaşımda karanlık bir odada
tozlanmış ve de yozlaşmış yırtık bir ayakkabı gibi unutulabilirim
en güzel vaktinde ömrümün
siyah beyaz fotoğraflar gibi sararabilirim
takvimin hızına yetişemezsem eğer
seni aklımın içinde kaybedebilirim
tam zamanı esasında buluşmamızın
ama bir o kadar da erken
sana şapka takan bir sincap göstersem
benim yerime güler misin
ya da sevdiğim sokak köpeğini benim gibi öper misin
yoksa geç kalınmış bir muhabbetin hayali mi bunlar
tüm sevgin hatta öpücüklerin,
başkalarının gözyaşlarına karışmış olabilir
bana hiç kalmamış olabilirsin
eğer yoksa benim için içinde bir şeyler
çocuk gibi tutturabilirim aşkın için
içli içli bakıp dudak bükebilir kalbim
ama sen tahammülünün hepsini harcadıysan
ben olmayan herhangi birine
seni sınayacak kişi olmaktan vazgeçebilirim
yoldaşın olur sınanmaya başkaldırırım
devrim olur kırmızı çiçek açarım
yeni bir düzen kurarım bizim için
savaşları bitirir hep sulhu sadıka kalırım
senin için girilen savaşta bile yenilen ben olurum
savaşın olmadığı bir dünya içinde seni severim
yani anlayacağın
şu anarşik düzende evvela senin olmak için
ilk önce devrim yapmalıyım




19 Temmuz 2020 Pazar

Kötü Şiir

Kötü şiirler
Anlamsız tamamlamalar
Sana ithaf edilen cümleler
Gereksiz bir trajedi
Sürekli kendime acıma hali
Düşünmeden yazdığım
Hatta yazdığımı bile unuttuğum satırlar
Biraz daha yazsam acaba
Aşkı kandırabilir miyim
Sanki aşıkmışım gibi
Kendimi zorlasam
Sana şiirler yazabilir miyim
Sanki benimleymişsin gibi
Kendimi adasam
Seni tekrar bulabilir miyim
Sanki daha önce bulmuşum gibi
Beni zorda bir de yolda bırakan aklım
Sen söyle
Kime bu kötü yazılmış şiirler

8 Temmuz 2020 Çarşamba

Çay Bahçesi

seninle bi yaz vakti yosun kokan bir çay bahçesindeymişiz 
güneş batmış
ay çıkmış  
hava serinlemiş
saçların rüzgarda karışmış
gözlerin kısılmış lambaların loş ışığında
sohbet fısıltıları sarmış etrafımızı 
üzerimde kırmızı bir şal 
şalın üzeri kedi tüyleri 
Masanın altında da benekli bir kedi 
üstünde iki çay bardağı  
çayın bitmiş
kaşığı ters dönmüş hatta 
gözlerin üzerime düşmüş 
farkında mısın acaba 
sıkı sıkı kapalı dudaklarında serseri bir gülüş 
kelimeler tükenmiş 
muhabbet bitmiş mi yoksa 
belki de senin yanındayken zaman uçmuş 
akreple yelkovan pek bir ayrılmış birbirinden
farketmemişim vakit hayli bir geç olmuş  
gel gör ki hiç bahanem kalmamış gitmeyişime
kafamın içinde sana anlatmak istediğim şeyler dörtnala koşarken 
susmuşum 
insan fısıltıları ve çay kaşıklarının çınlayan sesiyle dolmuş etrafımız 
bir baykuş elektrik teline konmuş 
bir kirpi yoldan karşıya geçiyor telaşlı 
yolu gölgeler basmış 
dallar zifiri gökyüzünde Çiftetellide 
ağaçlar karanlığa dalmış 
ayrılık vaktimiz gelmiş 
farketmemişim 
tek bir otobüse kalmış 
senden gidişim 
ama eğer ele ele yürürsek 
kuytularda şu geç vakitte 
araba farlarından uzakta 
ve hatta çay kaşıklarından 
otobüsü kaçırsam mesela  
mecbur kalsak karanlığa 
bir ağaç altında beni öper misin 

girmek ve çıkmamak üzerine düşünüyorum

yaz çıktı bak günler kısalıyor  güneş yüzümüze değil  sırtımıza sinsice gülüyor artık geç kalmak alnımızın yazısı seni tanımak yollarda yaşl...