seninle bi yaz vakti yosun kokan bir çay bahçesindeymişiz
güneş batmış
ay çıkmış
hava serinlemiş
saçların rüzgarda karışmış
gözlerin kısılmış lambaların loş ışığında
sohbet fısıltıları sarmış etrafımızı
üzerimde kırmızı bir şal
şalın üzeri kedi tüyleri
Masanın altında da benekli bir kedi
üstünde iki çay bardağı
üstünde iki çay bardağı
çayın bitmiş
kaşığı ters dönmüş hatta
gözlerin üzerime düşmüş
farkında mısın acaba
sıkı sıkı kapalı dudaklarında serseri bir gülüş
kelimeler tükenmiş
muhabbet bitmiş mi yoksa
belki de senin yanındayken zaman uçmuş
akreple yelkovan pek bir ayrılmış birbirinden
farketmemişim vakit hayli bir geç olmuş
gel gör ki hiç bahanem kalmamış gitmeyişime
kafamın içinde sana anlatmak istediğim şeyler dörtnala koşarken
susmuşum
insan fısıltıları ve çay kaşıklarının çınlayan sesiyle dolmuş etrafımız
bir baykuş elektrik teline konmuş
bir kirpi yoldan karşıya geçiyor telaşlı
yolu gölgeler basmış
dallar zifiri gökyüzünde Çiftetellide
bir kirpi yoldan karşıya geçiyor telaşlı
yolu gölgeler basmış
dallar zifiri gökyüzünde Çiftetellide
ağaçlar karanlığa dalmış
ayrılık vaktimiz gelmiş
farketmemişim
tek bir otobüse kalmış
senden gidişim
ama eğer ele ele yürürsek
kuytularda şu geç vakitte
araba farlarından uzakta
ve hatta çay kaşıklarından
otobüsü kaçırsam mesela
mecbur kalsak karanlığa
bir ağaç altında beni öper misin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder